KALİTENİN BİLİNÇLİ KULLANIM BOYUTU
Bilinçli kullanıcı demek almış olduğunuz ürünün üzerinde ki tek etiketin fiyat etiketi olmadığını da bilmek demektir.
Tüketiciye satışa hazırlanan tüm ürünlerin üzerinde kullanım kılavuzları yer alır. Tekstil ürünlerinin kullanım kılavuzları da etiketleridir. Fakat birçok tüketici bu etiketler üzerinde yer alan sembollerin anlamlarını bilmez. Bilse de dikkat etmez.
Gelin hep birlikte bu anlamların ne olduğunu daha net bir şekilde aşağıda ki tablodan öğrenelim.
Tekstil Ürünleri Uluslararası Semboller
Bir de en çok kullanılan kullanım ömrü ve geri dönüşüm işaretleri var;
PET veya PETE (poly polyethylene terephthalate)
Örnek:Ufak plastik parfüm kolonya şişeleri
HDPE (High Density Polyethylene)
Örnek:Meyve suyu, süt ve yoğurt kutuları. Çamaşır suyu, deterjan gibi temizlik maddeleri şişeleri.
PVC (Polivinil klorür)
Örnek:Şampuan, yağ şişeleri.
LDPE (Low Density Polyethylene)
Örnek:Dondurulmuş gıda ve ekmek ambalajları
PP (Polypropylene)
Örnek:Şurup, ketçap ve bazı ilaç şişeleri.
PS (Polystyrene)
Örnek:Tek kullanımlık tabaklar, yumurta kartonu, et ve tavukların konduğu kutular.
Other
Örnek:Bilgisayar kasası, gözlük, büyük su bidonları vs.
Şimdilik bu kadar, umarım işinize yarar.
NOT: Kullanılan sembol tanımlamaları “www.biradambirbebek.com” sitesinden alınmıştır.
KALİTENİN BİLİNÇLİ SAĞLIK BOYUTU-3
TEKSTİL ÜRÜNLERİN DE BOYAR MADDE İÇERİKLERİ
Boyar maddelerin kök boyalarla başlayan serüveni artık yerini sentetik boyar maddelere bırakmıştır. Sentetik boyalar bugün pek çok alanda yaygın olarak kullanılmaktadır. (Tekstil, gıda, otomotiv, inşaat vb.)
Boyar maddeler genel olarak kimyasal yapılarına ve boyama özelliklerine göre sınıflandırılırlar. Ticari olarak kullanılan boyar maddeler asit, direkt, azoik, dispers, sülfür, reaktif, bazik, oksidasyon, krom (mordan), modifiye, vat, pigment, optik/floresans, solvent olmak üzere on dört ana sınıf altında toplanmaktadır.
Kimyasal yapıları bakımından büyük bir grubu oluşturan Azo boyar maddeleri, boyama özellikleri dikkate alınarak inceleme yapıldığında da hemen hemen her grup içerisinde yer almaktadır.
Azo boyar maddeler, tekstilde kullanılan boyanın ürüne tam oturmasını sağlamaktadır. Bununla birlikte içerisinde birçok arilamin madde bulunmaktadır ve bunlardan 24 tanesi kansorejen özelliği taşıması sebebi ile Avrupa Birliği’nin yasakları içerisine alınmıştır.
Bu 24 maddenin her birinin 1gr ürün üzerindeki maximum değerinin 30ppm‘i aşmaması gerekmektedir. Bu değerlerin tespiti Tekstil labaratuarlarında yapılan testlerle belirlenir ve belgelenir.
Tekstil imalatında kullanılan her türlü boya, Azo boyar maddeler yani renklendiriciler Avrupa Birliği ’nin yasak listesinde yer alıyor. Boya ürün üzerinde tam tutunuyor fakat kanser tehlikesi yaratıyor.
Türkiye’de ise 1995 yılından beri azo boyar maddelerin üretimi ve kullanımı yasak. Ancak 30 PPM’in altındaki azo boyar maddeli ürünlerin ithalatı serbest.
Azo boyar maddeler özellikle ter yoluyla vücuda temas ediyor ve böylece de tehlike başlamış oluyor. Bu maddelerin en fazla kullanıldığı tekstil ürünleri ise Hindistan ’dan gelen kaşmir şallar. Bugüne kadar toplam 2210 firmadan alınan numunelerin 55’inde limitin üzerinde azo boyarlı madde tespit edilirken yetkililer özellikle Çin, Bangladeş, Hindistan ve Nepal ’den gelen ürünlerin kontrol edilmesi gerektiğini belirtiyor.
Dünya standartlarına göre, tekstil ürünlerinde maksimum 20 PPM azo boyar madde kullanılması gerekiyor. Ancak Uzakdoğu ’dan gelen bazı ürünlerde 400 PPM’e yakın azo boyarlı maddeye rastlanabiliyor. Bu tip kumaşları değil giymek el sürmek bile tehlikeli. Bu nedenle de denetimleri sıkılaştırmak şart.
Biz tüketicilerin ise bu konuda bilinçlenmesi ve aldığımız ürünün ne kadar doğru olduğuna dikkat etmesi gerekir.
Bu tarz boyar maddelerin sadece fiyatı uygun marka olmayan ürünlerde kullanıldığını düşünüyorsanız yine yanılıyorsunuz demektir. Çünkü 2013 yılının Ağustos ayında tekstil piyasasında İtalya’da çok iyi bilinen bir markanın ürünlerinde yüksek oranda tespit edilen kansorejen içerikli boyar maddeler bu konuda marka olan pahalı ürünlerin de aynı riski taşıdığının en güzel örneği olmuştur.
Bizi izlemeye devam edin.
KALİTENİN BİLİNÇLİ SAĞLIK BOYUTU-2
KUMAŞ İÇERİKLERİ
Kumaş içerikleri; doğal ve sentetik elyaflar olarak 2 kısma ayrılır. Bu ürün gruplarını vücudunuzun sağlık ve rahatlık durumunu göz önünde bulundurarak kullanabilirsiniz.
Doğal elyaflar doğadan doğrudan elde edildiği için doğal ismini almaktadır. Doğal elyaflardan üretilen mamul içerikleri; pamuk (cotton) , yün (wool), ipek (silk), viskon (viscose), ketendir (linen).
Sentetik elyaflar ise yine hammaddesi doğada da bulunan petrol türevlerine eklenen kimyasal maddeler ile çeşitli işlemlerden geçerek iplik halini almaktadır. Sentetik elyaflardan üretilen mamul içerikleri; polyester (polyester) ve poliamid (polyamide)veya daha bilindik ismi ile naylondur..
Doğal veya doğal karışımlı kumaş içerikleri sağlık açısından öncelikli olarak tercih edilmelidir.Ama bu sentetik kumaşlarından tamamen sağlıksız olduğu anlamında değildir. Sentetik veya sentetik içerikli kumaşların bebek ve çocuk ürünlerinde ve hassas tene sahip insanların kullanmaması önemlidir.
Başta bebek ve çocuk giyimlerinin tamamı, İç giyim, ev giyim (pijama-eşofman-tayt-gecelik vs.), çorap gibi ten ile doğrudan temas eden ürünlerde doğal elyaftan üretilmiş, içeriği 100 % pamuk, yün, ipek, viskon, keten ve/ veya doğal elyaf karışımlı ürünler tercih edilmelidir.
Dış giyimde (pantolon-etek-ceket-gömlek-önlük-kaban-mont vs) daha kullanışlı olması, fiyatının daha uygun olması, lekelerin çıkma özelliğinin daha kolay ve rahat olması açısından sentetik karışımlı veya 100% sentetik olan ürünler üretilmektedir.
Burada biz tüketicilerin kumaş seçiminde dikkat etmesi gerekli hususlar şunlar olmalıdır ;
1-Kumaşın Vücudumuza Hava Aldırıyor Özellikte Olmaması Ve Terletmemesi,
2-Model Vücudumuzu Saran Özellikte İse Kumaşın Yumuşak Dokuya Sahip Olması,
3-Yıkama Veya Temizleme Sonrası Renginin Solma Ve Sararma Yapmaması,
4-Yıkama Ve Temizleme Sonrası Kumaşın Çekme Veya Sarkma Değerinin Ölçü Standardına Göre 5% Den Aşağı Ve Yukarı Olmaması,
5- Yıkama Veya Temizleme Sonrası Mamul Üzerinde Ki Dikişlerin Öne Veya Arkaya Dönmemesi veya Kayma Yapmaması,
6-Yıkama Öncesi Veya Sonrası Tene Veya Başka Bir Kumaşa Boya Vermemesi (Boya Kusmasının Olmaması),
7- Kumaşın Sürtünme İle Birlikte Topçuklaşma (Neps) Yapmaması
8- Yıkama Öncesi Veya Sonrası Dikişler Ve Kumaş Arasında Delik Kesik Ve Yırtılma Olmaması Gerekmektedir.
Boyar maddeler ile ilgili bilgiler bir sonra ki yazımız da yer alacaktır.
Bizi izlemeye devam edin.
Yazan : Aslıhan ÖĞRENECEK ÇAKMAK
KALİTENİN BİLİNÇLİ SAĞLIK BOYUTU-1
Alışverişe çıkarken hepimiz alacağımız ürünün rengine, fiyatına, bedenine odaklanırken ne kadar sağlıklı olduğunu hep son sıraya yerleştiririz.
Oysa kıyafet alırken “sağlık” ilk sıradadır. Hiç düşündünüz mü dolabımızda ki, çekmecelerimizde ki kıyafetlerde sağlığımızı tehdit eden unsurları. İçten içe kendinize verdiğiniz cevapların “ Aslında Hayır” olduğunu duyar gibiyim.
Tekstil ürünlerinde Sağlığımızı tehdit eden unsurlar nelerdir? Gelin kısaca öğrenelim.
1- Kumaş içeriği doğal mı?
2- Kumaş boyar maddesi için sağlık onaylı sertifikası var mı?
3- Üzerinde kullanılan baskı-nakış-işleme ve aksesuarları sağlık onaylı mı?
4- Üzerinde kullanılan metal aksesuarlar alerjik mi?
5- Tene direkt değen ürünler için (iç çamaşırları-çorap ve tüm bebek ve çocuk ürünleri) gerekli testlerden geçmiş mi?
İyi güzel de bunları nasıl öğreneceğiz? Diyorsanız ve merak ediyorsanız;
Artık tüm tekstil üreticileri Internet sitelerinde veya mağazalarında firmalarının üretmiş veya ürettirmiş oldukları mamullerinin sağlık açısından tehlikeli maddeler içermediğini ispat eden test sonuçlarını ve sertifikalarını yayınlamaktadır.
Bu sertifikaların ne olduğunu ve sağlığımızı tehdit eden unsurları bir sonraki yazımızda detaylandıracağız.
Bizi izlemeye devam edin.
Yazan : Aslıhan ÖĞRENECEK ÇAKMAK
KALİTENİN BİLİNÇLİ EKONOMİK BOYUTU
EYVAHHH !!!
· Dolabınız Ağzına Kadar Dolu Olduğu Halde Her Sabah Ne Giyeceğim Mi Diyorsunuz?
· Ucuz Ürünler Size Çok Mu Cazip Geliyor?
· Kıyafet Almadan Duramıyor Musunuz ?
· Aldığınız Ürünleri İyi Değerlendiremiyor musunuz?
· Modanın Hiç Geçmeyeceğini Düşünerek Alışveriş Yapıyor Sonra Pişman Mı Oluyorsunuz?
Cevaplarınızın geneli “Evet” mi ?
O halde artık bu soruları sormayın. Şimdi soru formatını değiştirelim.
Neden kendime bu eziyeti yaşatıyorum ?
Ve Nasıl bu durumu değiştirebilirim ? diye soralım kendimize.
Daha önce de belirttiğimiz üzere kaliteli mamul, sadece iyi üretilmiş pahalı ürünler demek değildir. Ekonomik olarak da fayda sağlaması gereklidir.
Tabi Ekonomik fayda sağlayan ürünler “alışveriş çılgınlığı” içerisinde hem dolabımıza , hem bütçemize , hem de ruhumuza fayda sağlamalı.
Öncelikle indirim sezonu yaklaştığında , kendinize ilk iyiliği yaparak dolabınızı boşaltın. Ne kadar giyilmeyen, eskimiş ve artık beden ölçülerinize uymayan kıyafet var ise eleyin. Her ürün grubunu kendi içinde tasnif edin. Dolabınızın içinde kalan kıyafetleri birbirleri ile kombinleyerek nasıl giyeceğinizi yeniden düşünün. Şimdi yeniden bakın dolaba “Şu da olsaydı kombinlerim daha güzel olurdu” diyeceğiniz ve “Moda olan birkaç parça ile bütünleyeceğiniz” modelleri ve renkleri belirleyerek basit ama sizi yolunuzdan saptırmayacak bir liste hazırlayın.
Ve işte alışveriş zamanı.
Çılgınlar gibi o mağaza senin bu mağaza senin demek yerine ihtiyaçlarınız doğrultusunda yapacağınız alışverişiniz hem ruhunuzu hemde cebinizi mutlu edecektir. Aklınızda düşündüğünüz tüm kombinler ise ihtiyaçlarınıza cevap vereceği gibi sizi sabah mahmurluğunda “Ne giyeceğim” derdinden de kurtaracaktır.
Cebinizde kalan fazla para ise birikim hesabına giderek bir sonra ki tatilinizin daha güzel olmasını sağlayacaktır. Bizden söylemesi. J
BİLİNÇLİ TÜKETİCİ OLMAK NEYİ GEREKTİRİR?
Ülkemizde bilinçli tüketici olmak demek, “Ön Rafta Duranlar Çok Ellenmiştir, Arkalardan Alayım” Ve “ Açık Olanlar Denenmiştir. Bana Ambalajı Açılmamış Olanını Verin” demek ile eşdeğer tutulmakta maalesef.
Bu bilinçsiz yaklaşımı hemen unutun lütfen. Çünkü bilinçli tüketici sadece kendi çıkarını düşünmez. Toplumsal anlamda bilinçli olabilmek için birey bilincinden geçmektedir.
Bilinçli tüketici olmak demek;
1- Ürünün gerçekten ihtiyacını karşılıyor olmasına dikkat etmeyi gerektirir. Örneğin; “Siyah renkte her şey ile kullanabileceğim bir gömleğe sahip olmak istiyorum” diyorsanız, kıyafet konusunda maksimum bir fayda yaratacak kullanım yeri belirlenmiş bir ürün istediğiniz anlamındadır.
2- Ürünün toplumsal anlamda fayda yaratıyor olmasına dikkat etmeyi gerektirir. Örneğin; Alacağınız siyah renkli gömleğin üretim yerinin ülkeniz olması, sizin ödeyeceğiniz bedelin ülkenizde, üretim devamlılığı sağlayarak tarımdan sanayiye kadar bir çok insanın bu ticari döngüden fayda ve geçimini sağlayabilmesi anlamındadır.
3- Tüketim süresi kısıtlı olan ürünlerde, son kullanım tarihine dikkat edilmesi gerekmektedir ki buda sağlık yönünden maksimum faydaya dahildir.
4- Tüm ürünlerin üretim yerleri, ürün sertifikaları ve üretim zincirlerinin denetlenebiliyor olmasına dikkat etmek,ürün üzerinde bulunan kodların kontrolü ile mümkündür. İadesi olmayan , tüketici bilincine yönelik hizmet vermeyen marka ve firmaların ürünlerinin sizleri ekonomik ve sağlık yönden riske atacağı unutulmamalıdır.
5- Keyfe keder değişim ve iadelerin olmaması için, hem üreticiyi hem de kendinizi düşünerek almak istediğiniz ürünün araştırmasının iyi yapılması gerekmektedir.
6- Ürünlerin üzerinde bulunan talimatların iyi okunması ve talimatlara uygun kullanımı gerekmektedir. Örneğin; Almış olduğunuz siyah gömleğin yıkama talimatında koyu renklerle 30 derece de yıkayınız işareti var ise siz de 40 derecede beyazlar için kullanılan deterjanla yıkama yaptıysanız çekme ve solma kaynaklı ürün iadesi mümkün olmayacaktır çünkü tamamen kullanıcı hatasıdır.
Bilinçli Günler.
Alışveriş kalitesinin ekonomik boyutunu doğru anlayabilmek için kendimizi yeniden sorgulayalım şimdi;
1- Buna gerçekten ihtiyacım var mı?
2- Bunun yerine kullanabileceğim başka bir ürüne sahipmiyim?
3- Sadece fiyatı ucuz ve moda olduğu için almalımıyım?
4 - Çevremde ki insanlar bunu kullanıyor diye mi almak istiyorum?
5- Kendimi mutsuz hissettiğim veya gözümü doyurmak için alışveriş mi yapıyorum?
Verdiğiniz cevaplar;
1- Evet buna gerçekten ihtiyacım var .
2- Bunun yerine ikame edeceğim bir ürüne sahip değilim.
3- Moda ve ucuzluk takıntım yok .
4- Kimseye kendimi beğendirmek kaygım yok
5- Alışverişlerimi ihtiyaçlarım doğrultusunda yapmak isteği ile yapıyorum
Diyorsanız, siz bilinçli bir tüketicisiniz demektir. Bilinçli tüketiciler ise hem zihinsel , hem de duygusal olarak Kalite kavramının ekonomik boyutunu %50 oranında kavramış olan insanlardır.
KALİTE NEDİR ? BİLDİĞİNİZ TANIM DOĞRU MU ?
Hepimizin diline yapışıp kalan bir sözcük KALİTE. Ama anlamını gerçekten
biliyormuyuz? Kalite zevklerimiz kadar değişkenlik gösteren bir değerdir
toplumda. Kimimiz pahalı ürünleri kaliteli bulurken, kimimiz beğenimize uygun,
uzun yıllar kullandığımız ürünlere kaliteli deriz. Kimimiz için ise bütçemize
uygun olandır.
Aslında
KALİTE; ihtiyacımız olan üründen beklediğimiz süre içerisinde maksimum verimi
elde ederken , bize ve yaşadığımız çevreye zarar vermeden üretilmiş mal ve
faydaların bütünüdür.
BU YAZILARIN DEVAMINI BEKLIYORUMMMMMM
YanıtlaSilCOK GUZEL BILGILER VERMISSINIZ COK ANLASILILIR
SAGOLUN