İnanmamakta haklı olabilirsiniz; zira belki
birazdan anlatacaklarımızın hiçbirinin farkında bile değilsiniz.
Hissettiğiniz duygular, bilinçaltınız ya da gizlediğiniz korkularınız siz farkına varmadan gardırobunuzu ele geçiriyor olabilir. Bakın bakalım sizin gardırobunuz hangi duygularınızın etkisi altında kalmış…
Hissettiğiniz duygular, bilinçaltınız ya da gizlediğiniz korkularınız siz farkına varmadan gardırobunuzu ele geçiriyor olabilir. Bakın bakalım sizin gardırobunuz hangi duygularınızın etkisi altında kalmış…
Gardırobunuz logolu ürünlerle doluysa…
Çantalarınızın, ayakkabılarınızın, gömleklerinizin üzeri logolarla veya bir markanın imzası haline gelmiş desenlerle dolu. Kısacası giydiğiniz her şeyin “ben buradayım” demesinden çok hoşlanıyorsunuz. Bu aslında bir şeylerden saklanıyor olduğunuzun bir göstergesi olabilir.
Uzmanlar kişinin kendi benliğini ortaya çıkarmaktansa logoların ve sembollerin ardına saklanmasını bir tür kendini kanıtlama çabası olarak görüyor. Tabii ki bu bahsettiğimiz aşırıya kaçanlar, tüm gardırobunu baştan aşağı logolarla dolduranlar...
Gardırobunuz giymediğiniz giysilerle doluysa…
Uzun süredir giyilmeyen ve bir daha giyilmeyeceği de kesin olan giysilerin gardıropta tutulması, geçmiş saplantısının en iyi örneklerinden biri.
Uzmanlar, geçmişin üzerine sünger çekmekte zorlanan ve sürekli geçmişteki anılarıyla yaşayıp geçmişteki halini özleyen kişilerin eski giysilerinden vazgeçemediğini söylüyor. Bu tür kişilerin genellikle endişeli bir yapıya sahip olduğu da bir gerçek… Yani kısacası; olayları akışına bırakmayı ve anda yaşamayı reddederek geçmişe saplanıp kalanlar, aynı şeyi gardıroplarında da uyguluyorlar.
Gardırobunuz etiketini bile koparmadığınız giysilerle doluysa…
Gardıropta eski ve giyilmeyen giysileri tutmakla, etiketi bile kopmamış yeni giysileri tutmak tamamen ayrı değerlendirilmeli. Bu tip kişiler geçmişe bağlanıp kalanlar değil, aksine geleceğe yönelik bir amacı olanlar, ama bunu gerçekleştirme fırsatına bir türlü erişemeyenler olarak nitelendirilebilir. Yani kafasında bir ideal oluşturmuş, fakat bunu gerçeğe dönüştürememiş de diyebiliriz.
Beğendiğiniz bir kazağın ya da pantolonun her rengini alıyorsanız…
Bu söylediğimiz herkese çok uzak bir cümle gibi gelmeyecektir büyük ihtimalle. Hepimizin çok hoşumuza giden bir giysinin ya da ayakkabının iki ya da daha fazla rengini aldığı olmuştur. Buradaki hassas nokta tüm gardırobunu bu ikiz kıyafetlerle doldurup doldurmadığınız…
Eğer dolabınızda beğendiğiniz için her rengini aldığınız çok fazla aynı pantolon, aynı tişört, aynı kazak varsa tehlike çanları o zaman çalıyor demektir. Uzmanlar bu eğilimi gösteren kişilerin özel hayatlarında veya işlerinde bir bağlılıktan veya değişiklikten kaçtığını söylüyor.
Gardırobunuz pantolonlarla doluysa
Elbise giymeyen ve tercihini daima pantolondan yana kullanan kadınların, özel hayatlarında ya da iş yaşamlarında kadınlığını ön plana çıkarmak istemedikleri ve cinsiyet eşitliğine oldukça önem verdikleri görülür. Gömleğinin iki düğmesini açarak birçok şeyi becerebileceğini iddia eden kadınların aksine, onlar kadınlığın getirdiği avantajları kullanmanın yanlış olduğunu düşünürler.
Elbise giymeyen ve tercihini daima pantolondan yana kullanan kadınların, özel hayatlarında ya da iş yaşamlarında kadınlığını ön plana çıkarmak istemedikleri ve cinsiyet eşitliğine oldukça önem verdikleri görülür. Gömleğinin iki düğmesini açarak birçok şeyi becerebileceğini iddia eden kadınların aksine, onlar kadınlığın getirdiği avantajları kullanmanın yanlış olduğunu düşünürler.